Gayrimenkul Hukuku, taşınmazlara ilişkin mülkiyet, zilyetlik, sınırlı ayni haklar, kira, satış, tapu işlemleri ve ortaklık gibi çok çeşitli konuları düzenleyen kapsamlı bir hukuk dalıdır. Anayasa ile güvence altına alınan mülkiyet hakkı çerçevesinde şekillenen gayrimenkul ilişkileri, hem özel hukuk hem de kamu hukuku yönleri olan, sosyal ve ekonomik boyutu geniş bir alandır.
Son yıllarda Türkiye’de konut ve arsa piyasasında yaşanan gelişmeler, bu alandaki hukuki uyuşmazlıkları artırmıştır. Taşınmazlarla ilgili en çok karşılaşılan konular arasında ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davaları, tapu iptal ve tescil davaları, kira ilişkilerinden doğan tahliye ve uyarlama davaları, imar uygulamalarına ilişkin uyuşmazlıklar ve kat mülkiyetinden kaynaklı sorunlar öne çıkmaktadır.
Taşınmaz mülkiyetiyle ilgili işlemler, çoğunlukla yazılı şekil şartına tabi olup, resmi şekilde yapılmadığı takdirde geçersiz sayılabilmektedir. Bu nedenle tapu işlemlerinde yapılan en küçük bir hata, ileride ciddi hukuki sorunlara yol açabilmektedir. Özellikle miras kalan taşınmazlar, hisseli mülkiyetin çözülmesinde yaşanan zorluklar ve eski tarihli tapular nedeniyle açılan davalar, uygulamada sıklıkla karşılaşılan konular arasında yer almaktadır.
Kat mülkiyeti rejimi altında yönetilen apartman ve site gibi yapılarda ise, kat maliklerinin hak ve yükümlülüklerinden doğan ihtilaflar öne çıkmaktadır. Ortak alanların kullanımı, aidat borçları, yönetim planı uyuşmazlıkları ve bağımsız bölümlerin amacı dışında kullanımı gibi konular, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu çerçevesinde değerlendirilmektedir.
Uygulamada sıkça karşılaşılan tahliye talepleri, kira sözleşmelerinde uyarlama talepleri, ihtar ve dava süreçlerinin dikkatle yürütülmesini gerektirmektedir. Bu süreçlerde usul kurallarına uygun davranılmaması, hak kayıplarına neden olabileceği gibi davanın reddine de yol açabilmektedir.
İmar planı değişiklikleri, kamulaştırma kararları, yapı ruhsatları ve iskan işlemleri gibi idari nitelikli işlemler de gayrimenkul hukukunun önemli bir parçasını oluşturur. İlgili idari işlemlerin iptali veya düzeltilmesi amacıyla idare mahkemelerinde açılan davalarda süreler oldukça kısıtlı olup, hak düşürücü niteliktedir.
Taşınmaz alım-satımı, kiralama, ipotek tesisi gibi işlemlerde de tarafların yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesi önemlidir. Tapu kayıtlarının incelenmesi, taşınmaz üzerinde mevcut haciz, ipotek ya da şerhlerin varlığı, sözleşmelerin geçerlilik şartları ve hukuki sonuçları, işlem öncesinde detaylı olarak değerlendirilmelidir.
Sonuç olarak, Gayrimenkul Hukuku, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde büyük öneme sahip olup, teknik bilgi ve dikkatli yaklaşım gerektiren bir alandır. Taşınmazlara ilişkin işlemlerin ve uyuşmazlıkların, yasal mevzuat çerçevesinde, sürelere ve usule uygun şekilde yürütülmesi, hak kayıplarının önüne geçilmesi açısından belirleyicidir.

