İŞ HUKUKU

İşçi ve işveren arasındaki çalışma ilişkisini düzenleyen, tarafların hak ve yükümlülüklerini belirleyen ve olası ihtilafların çözüm yollarını öngören özel bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, 4857 sayılı İş Kanunu başta olmak üzere, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Borçlar Kanunu gibi çeşitli düzenlemeler ile şekillenir. İş ilişkisinin niteliği gereği taraflar arasında zaman zaman hukuki uyuşmazlıklar çıkabilmektedir. Bu uyuşmazlıkların etkin ve hızlı bir şekilde çözülmesi, hem çalışanların haklarının korunması hem de iş barışının sağlanması açısından büyük önem arz etmektedir.

İşçi ile işveren arasında doğabilecek başlıca uyuşmazlıklar arasında işçilik alacakları (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ve bayram tatili ücretleri), işe iade talepleri, haksız fesih iddiaları, hizmet tespiti davaları ve iş kazası neticesinde açılan tazminat davaları yer alır. Bunun yanı sıra, mobbing (psikolojik taciz), eşit davranma ilkesine aykırılık, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmaması gibi sebeplerle de taraflar arasında uyuşmazlıklar çıkabilmektedir.

Uyuşmazlıkların büyük bir kısmı, iş sözleşmesinin sona erdirilmesinden sonra gündeme gelmektedir. İşçinin işten çıkarılması durumunda, iş sözleşmesinin fesih şekli, fesihte bildirilen gerekçeler ve işçinin sosyal güvenlik kayıtlarının gerçeğe uygun olup olmadığı, dava konusu yapılabilecek başlıca hususlardır. Özellikle iş güvencesi kapsamında olan işçiler bakımından işe iade davaları büyük önem taşımaktadır. İşverenin geçerli bir neden olmaksızın iş sözleşmesini feshetmesi durumunda, işçi işe iade davası açma hakkına sahiptir.

Bir diğer önemli uyuşmazlık türü ise iş kazasından doğan tazminat talepleridir. İş kazası sonucunda işçinin bedensel zarara uğraması veya ölümü halinde, işverenin hem maddi hem de manevi tazminat sorumluluğu doğabilmektedir. Bu tür davalarda sadece işveren değil, kimi durumlarda Sosyal Güvenlik Kurumu da taraf olabilmektedir. Bu nedenle iş kazası davaları, teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren karmaşık süreçleri içerebilir.

Ayrıca, iş sözleşmesinin başladığı tarihten sona erdiği tarihe kadar geçen sürede, sigorta primlerinin eksik yatırılması ya da sigortasız çalıştırılma gibi durumlar, hizmet tespiti davası açılmasını gerektirebilir. Bu davalar, işçinin gerçekte çalıştığı sürelerin sosyal güvenlik açısından tescil edilmesini hedefler ve doğrudan Sosyal Güvenlik Kurumu’nu ilgilendirir.

Tüm bu hukuki süreçlerin doğru yönetilmesi, hem işçi hem işveren açısından hak kayıplarının önlenmesi bakımından kritik öneme sahiptir. İş hukuku alanındaki uyuşmazlıkların çözümünde usul kurallarına titizlikle uyulması, delillerin eksiksiz toplanması ve sürelere dikkat edilmesi gerekir. Bu noktada uzman bir hukuk danışmanlığı hizmeti almak, tarafların yasal haklarını en etkin biçimde koruyabilmesi adına gereklidir.

İlke Ekşi Hukuk & Danışmanlık olarak, iş hukukundan doğan her türlü uyuşmazlığın çözümünde müvekkillerimize bilgi ve tecrübeye dayanan hukuki destek sunmaktayız. İşçilik alacaklarına ilişkin davalardan hizmet tespiti taleplerine, iş kazasından kaynaklanan tazminat davalarından işe iade süreçlerine kadar geniş bir yelpazede hizmet vermekteyiz. Amacımız, müvekkillerimizin haklarını en etkin biçimde savunmak, karşılaştıkları hukuki sorunlara hızlı ve kalıcı çözümler üretmektir.