Tüketimin hızla arttığı modern toplumlarda, özellikle internet üzerinden yapılan alışverişlerin yaygınlaşmasıyla birlikte, tüketicilerin yasal haklarını bilmesi ve bu hakları gerektiğinde etkin biçimde kullanabilmesi ayrı bir önem kazanmıştır. Bu doğrultuda, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun başta olmak üzere çeşitli düzenlemelerle tüketicinin ekonomik çıkarlarının korunması hedeflenmiştir.
2025 yılı itibarıyla tüketici hukukunun temel prensipleri arasında; ayıplı mal ve hizmete karşı koruma, sözleşme öncesi bilgilendirme yükümlülüğü, cayma hakkı, garanti ve iade süreçleri, makul sürede teslim ve adil sözleşme şartlarıgibi konular öne çıkmaktadır.
Tüketici işlemleri kapsamında yaşanan uyuşmazlıklarda, çözüm yollarının başında Tüketici Hakem Heyetleri ve Tüketici Mahkemeleri gelmektedir. Belirli bir parasal sınırın altında kalan uyuşmazlıklarda tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur.
Online alışverişlerde en sık karşılaşılan sorunlar arasında; teslim edilmeyen ürünler, beklenenden farklı gelen veya ayıplı ürünler, haksız cayma bedeli talepleri, iade sürecinde yaşanan sorunlar ve otomatik abonelik sistemleri gibi konular yer almaktadır. Bu tür uyuşmazlıkların çözümünde, sipariş kayıtları, fatura, yazışmalar ve ekran görüntüleri gibi belgeler delil niteliği taşımaktadır.
Tüketici sıfatının bulunup bulunmadığı, bir uyuşmazlığın gerçekten tüketici hukuku kapsamında değerlendirilebilmesi açısından önemlidir. Ticari veya mesleki amaçla yapılan alım-satımlar bu kapsama girmemektedir. Bu nedenle uyuşmazlığın niteliği ve tarafların hukuki durumu dikkatle değerlendirilmeli; başvuru yapılacak merci buna göre belirlenmelidir.
Tüketici işlemlerine dair uyuşmazlıkların yasal zeminde çözümlenebilmesi için sürelere dikkat edilmesi de önem arz eder. Bu sürelerin kaçırılması hâlinde tüketicinin yasal koruması sona erebilmektedir.
Son yıllarda özellikle araç satışlarında “gizli ayıp”, konut satışlarında ise “eksik teslim” ve “vaat edilen özelliklerden sapma” konuları tüketici hukuku kapsamında sıkça gündeme gelmektedir. Bu gibi durumlarda, hem tüketici hakem heyeti hem de yargı süreçleri yoluyla hukuki çözüm mümkün olabilmektedir.
Tüketici hukukunun uygulama alanı giderek genişlemekte; farklı sektörlerde yaşanan uyuşmazlıkların çözümünde de etkin şekilde kullanılmaktadır. Tüketicinin karşılaşabileceği olumsuzluklara karşı bilgi sahibi olması, belgelerini muhafaza etmesi ve sürelere dikkat etmesi, hak arama sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi açısından gereklidir.

